MULTİPL SKLEROZLU KİŞİLERDE PSÖDOBULBAR DUYGULANIM
Psödobulber duygulanım; ani, sık, istemsiz olarak ortaya çıkan gülme ve/veya ağlama nöbetleridir. Bu nörolojik tablo, hastanın o sırada bulunduğu duygusal durum ile ilişkisizdir. Hasta sevinçli veya üzüntülü olmadığı bir anda güldüğü/ağlayabildiği gibi, gülmesi beklenen bir durumda şiddetli ağlama krizleri veya tersi görülür. Bu tablo iskemik beyin damar hastalığı, motor nöron hastalığı-ALS, multipl skleroz (MS), beyin travması, Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı gibi birçok nörolojik klinik tabloda ortaya çıkabilir. Rahatsız edici ve zaman zaman sosyal olarak sorun yaratıcı olabildiği gibi yaşam kalitesi üzerinde de ciddi olumsuz etkisi olur. Nedeninin duygulanımı sağlayan merkezi sinir sistemindeki nörolojik şebekelerde etkilenme olmasına bağlı olabileceği düşünülmektedir.
Bu klinik tabloya hekimler “patolojik ağlama ve gülme”, “emosyonel labilite”, “istem dışı emosyonel ekspresyon bozukluğu”, “emosyonel inkontinans”, “emosyonalizm” gibi birçok başka terim de kullanılmaktadır. Günde birkaç kez çıkar, saniyeler- dakikalar sürer. En önemli özelliği birden ortaya çıkmasıdır. Sıklıkla depresyon gibi bir mizaç bozukluğu veya psikotik komponenti olan bir rahatsızlık düşünülmektedir. Ancak bu tablonun süre, karakter ve içeriği farklıdır. Öte yandan bu rahatsızlığın varlığı nedeniyle kişide beraberinde, yanında depresif bir tablo da gelişebilmektedir.
Tablo – I : Psöodobulber duygulanımın özellikleri ve depresyondan ayrımı
Klinik Özellikler | Psödobulber | Depresyon |
Duygusal ekspresyon | Ağlama, gülme, çoğunlukla ikisi birlikte | Ağlama, ağlama isteği |
Altta yatan nörolojik klinik tablo | Nörolojik hastalık veya beyin hasarı mutlaka vardır. | Beraberinde belirgin bir nörolojik hastalık olmayabilir veya olabilir. |
Epizodun süresi | Birkaç saniye- dakika arası; çok kısa ve tekarlayan | Haftalar –aylar |
Epizodları kontrol edebilme | Kontrol edilemez | Bazen kontrol edilebilir veya ertelenebilir. |
Beraberinde yaşanan duygusal deneyim | Hastanın hissettikleri ile örtüşmez veya aşırı derecede abartılıdır | Hastanın içinde hissettiği duygulanım ve üzüntü ile tepkiler örtüşür. |
Beraberindeki düşünceler | Patlamalar hastanın o andaki düşünceleri ile hiçbir paralellik taşımaz | Umutsuzluk, değersizlik, ölüm isteği gibi duygulanım ile paralel düşünceler vardır. |
Başka klinik tablolarla birlikte bir grup MS hastasında da bu tablonun görüldüğü bilinmekle birlikte bu oranın % 10-15 civarında olduğu bilinmekte ve bildirilmektedir; sadece 1951 tarihli bir çalışma bu oranı %30’ lara kadar çıkarmaktadır. Tüm bu bilgiler son zamanlarda çeşitli ülkelerde yayınlanan çalışmalarla değişecek gibi görünmektedir. Kuzey Amerika’ da yapılan geniş çaplı, 500 merkezin dahil edildiği ve 5290 hastanın tarandığı PRISM çalışmasında birçok hastalık; Alzheimer Hastalığı, ALS, Multipl Skleroz, Parkinson Hastalığı, İnme ve kafa travması hastaları değerlendirilmiştir. Bu hastaların 804’ünün (%15.2 si) MS hastası olduğu ve bunlarda %45.8 oranında psödobulber duygulanım saptandığı bildirilmiştir. Çalışmada psödobulber duygulanım için geliştirilmiş olan CNS-LS isimli anket formu ve bir yaşam kalitesi ölçeği kullanılmıştır. Bu test 7 soruluk basit bir testtir ve her soruya birey birden beşe kadar yanıt vermektedir. (test sadece ALS ve MS için valide edilmiştir) Önceki çalışmalara dayanılarak 13 puandan az alınması durumunda psödobulber duygulanım olmadığı söylenmektedir. Tam psödobulber duygulanım olması da 21 puandan fazla alınması durumunda olmaktadır. Daha önceki bilgilerimizde bu oranın MS’ da daha düşük olması olasılıkla bu konuyu yeterince hastalarımıza sorgulamadığımız içindir. Çok ağır olmayan olgular bunu dile getirmiyor olabilirler. Ülkemizde bu konuda az sayıda çalışma vardır. Demir ve arkadaşlarının 2018’ deki çalışmalarında MS hastalarında depresyonu olanlarda %48 civarınbda ve depresyonu olnayanlarda %38 civarında pseudobulbar duygulanım ulunmuştur. çıkmıştır. Yine aynı grubun Toğrol ve ark. 2018 CNS duygusal değişkenlik ölçeğinin güvenilirlik, geçerlilik ve doğrulanması çalışması sırasında hastaların %35’ inden fazlasında bu durum saptanmıştır.
PBD’ ın MS ile ilişkisi uzun yıllardan beri bilinmektedir (hatta MS’in ilk belirtisi bile olabilir, bu konuya ilgi gördüğünüz gibi son yıllarda daha fazla artmıştır. Özer ve ark. 2022 çalışmasında % 63 ‘ lük bir oran bulunmuştur. Ancak bu hastaların önemli bir bölümü (çalışmanın dizaynı nedeniyle) depresyon ve anksiyete sorunları da olan hastalar olarak belirlenmiştir. Yine Öner ve ark’ nın 2022 çalışmasında bitikinlik ile birlikte psödöbulber duygulanım 53.6% oranında bulunmuştur.
Böyle bir yakınmanız varsa lütfen hekiminize bildirin. Çözüm yollarımız artık mevcut.
Prof.Dr. Erdem Toğrol